16 Haziran 2011 Perşembe

Ey aşk neredesin şimdi ? - "Cehennemin dibindeyim. Elbet görüşeceğiz yani."

Sadece tesadüf olması gibi bir ihtimalde var ama House izleye izleye olayları birleştirme kapasitem çok arttı. O yüzden tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Benim göreceğimi tahmin ettiğin için,her zaman hissettiklerimiz aynı olduğu için paylaştın onları.


Hep bir eksiklik olacak içinde,aynı bende olduğu gibi. Aklına sadece anıların gelmesi bile gözlerinin dolmasına yetecek. Ortak sevdiğimiz bir şarkı,ortak gittiğimiz bir yer,ortak yaptığımız bir şey, izlerimin olduğu herhangi bir şey bile seni etkilemeye yetecek. Belki de ilk defa çeneni tutmadığın için bu kadar kızacaksın kendine. Belki de ilk defa boş vermeye çalışmak bile derinden üzecek seni. Belki de bana yaptığın şeyin affedilebilir olduğunu göstermek için,aynısını sana yapanı affettin. Yada eksik parçalarını biriyle tamamlamak istedin. Tabi ki kıyaslanabilir şekilde değil onla ve benle olan ilişkin fakat bir o bir ben yok muydum senin için ? O gidince beni aramıyor muydun ? O gittiğinde ilk aklına gelenin,yanında istediğin tek kişinin ben olduğumu kendi ağzınla söylememiş miydin ? Gururuna yenilmemek için elinden geleni yapacaksın biliyorum. Ama bu bende de böyle olduğu için demiyorum bunu. Bende ki gurur değil. Yanlışım olsaydı asla gurur yapmazdım. Yanlışım yok ve gurur da yapmıyorum. Sadece bitti bu kadar. Üzüntüden gebersem bile sırf seni aramak için bahane olsun diye sarhoş olmayacağım. Sırf seni,beni,her şeyi anlatan bir şarkı yüzünden bu nefreti içimden söküp atmayacağım. Nefret diyorum fark ettin mi ? Aşk ile nefret arasında çok ince bir çizgi var derlerdi. Bu çizgiyi hep korudum,hep muhafaza ettim. Sense tek bir cümlenle yıktın. Hep söyledim. Hiç bir zaman beni kaybetmekten korkmadın. Sadece geleceğe umutla bakabilmek için yanında birine ihtiyacın vardı. En çok yanında olan da bendim. Ortak anılarımız,ortak sevinçlerimiz,ortak hüzünlerimiz vardı. Sen sadece bir destek istedin. Hiç bir zaman dediklerime,kendi dediklerine,kurduğumuz hayallere ve yaptığımız planlara inanmadın. Sadece hayal kurmayı seviyordun. Ne demişler. "No pain no gain !" Mutlu olmak ve planlarını gerçekleştirmek isteyen insanlara hitap eder bu söz. Acı olmadan mutluluk olmaz. Eğer gerçekten dediklerimize,planlarımıza inansaydın tek bir sinirli halinle her şeyi yıkmamak için çaba gösterirdin. Bir de mesela benimde insan olduğumu unutmayabilirdin. Zaten peygamber sabrına sahip olan sınırlarımı bu denli zorlamayabilirdin. Ne bileyim işte. Gerçekten azıcık çaba sarf edebilirdin. Sen sana yapılanların cezasını hep bana kestin. Yanında olana,sana değer verene,gözünün içine bakana,mutluluğun için her şeyi yapabilecek bir insana yaptın bütün insafsızlıkları. Üzülmem umurunda bile olmazdı. Çuvaldızı hep bana batırdın. Günah keçisi hep ben oldum. Ama bitti. Hepsi geride kaldı. Duygularım ve senle birlikte her şey çok geride kaldı. Zaman zaman adın geçiyor ister istemez. Malum 7 sene dile kolay. Bir yerlerden çıkıveriyorsun ister istemez. Ama onlar da bitecek bundan adın gibi emin olabilirsin. Büyüklük bende kala kala çok büyüdüm,sığamıyorum hiç bir yere artık. O yüzden bu sefer büyüklük bende kalmayacak. Terk ettim seni.


(Gerçek olan ne varsa dediydik dimi. Blog kurallarımı ihlal ettiğim için özür dilerim. Bu seferlik affedin beni. Çünkü gerçekleri yazmak kendime edebileceğim en büyük hakaret olurdu. Gerçekler canımı yakıyor. Yalanı gerçek yapacağım ama. Emin olabilirsiniz. Biraz zamanı var sadece.)