31 Temmuz 2011 Pazar

Helal olsun, "Aşk" olsun ! Gözlerimde yaşlar **

Öyle bir haldeyim ki bu aralar. Büyük konuşmak gibi olmasın, nazar değmesin falan ama çok iyi, pozitif ve enerji doluyum. Ağlamayı, sızlanmayı, melankoliyi bir kenara bıraktım soğan doğrarken bile gözlerim dolmuyordu. Hayatımı düzene koymanın verdiği mutlulukla coşup gidiyordum. Geçmiş zaman kullanmam sizi yanıltmasın. Hala öyle. Ama bugün çok tuhaf bir şey oldu. Uzun zamandır çok kırgın olduğum,konuşmadığım bir insanın adına fal baktırdım. O kişinin evleneceği çıktı falda. Gelinliğe kadar tarif etti fala bakan kişi. Fala inandım, evleniyor falan değil mevzu tabi de o anlattıkları hayalimde canlanınca birden gözlerimden yaşlar öyle bir akmaya başladı ki ben bile kendime şaşırdım. Nasıl ağlayabildim o kadar fazla diye. Ama içim çok kötü cız etti. Şahidi ben olacaktım. Her şey çok farklı olacaktı. Onu öyle bembeyaz gelinlik içinde,Peri kızı gibi olduğunu görmek.. neyse kader kısmet işte. Böyle olacağı varmış. Gardım düştü yine bugün. Neyse yarın geçer.(İnanak mı panpa ?)




Bilmezler nasıl sevdik aşk'ı,
Bilmezler nasıl yandık..
Hani durmaz dönerdi dünya,
Biz deli sevdalıydık.
Hani yıldızlar şahitti,
Neden görmezler artık ? (Çoban yıldızım...)

27 Temmuz 2011 Çarşamba

İnsan kadar nankörünü bahsettiğiniz kedilerde bile görmedim !

Her an yanında olduğunuz insanlar, gittiğiniz ilk anda sanki hiç yanında olmamışsınız gibi davranırlar. Çünkü o kadar olağan bir hale gelmiştir ki desteğiniz. Sanki zaten yapmanız gereken bir davranışmış gibi beklerler.Bir kere gidin de görün bakalım ne ihanet etmediğiniz kalır nede bir şey. Sanki her istediğinde yanında değilmişsiniz gibi kendi kendine düşünür durur. Gittiği iyi oldu bile diyebilir. Zaten hiç yanımda değildi. Destek olmuyordu. Tabi canım evet. Gerçekten hiç yanında değildi. Seni orada zannettiği için yanında olamamış. Sen orada değildin asıl.
Aynayı kendine tutmayı bilmeyen insanlara hiçbir şey beğendirmeye, kendinizden bir şeyler feda etmek uğruna ona yardımcı olmaya sakın çalışmayın. Yardımcıda olamazsınız, mutlu da edemezsiniz, mutlu da olamazsınız. Tecrübe konuşuyor.  



Gel desen koşar,koşar gelir ellerim. Umursamaz dünyayı, umursamaz yaşamı..Sadece seni tek seni bekledim. Gel diyen ellerini gözlerini özledim.

İnsan kadar nankörünü bahsettiğiniz kedilerde bile görmedim !

Her an yanında olduğunuz insanlar, gittiğiniz ilk anda sanki hiç yanında olmamışsınız gibi davranırlar. Çünkü o kadar olağan bir hale gelmiştir ki desteğiniz. Sanki zaten yapmanız gereken bir davranışmış gibi beklerler.Bir kere gidin de görün bakalım ne ihanet etmediğiniz kalır nede bir şey. Sanki her istediğinde yanında değilmişsiniz gibi kendi kendine düşünür durur. Gittiği iyi oldu bile diyebilir. Zaten hiç yanımda değildi. Destek olmuyordu. Tabi canım evet. Gerçekten hiç yanında değildi. Seni orada zannettiği için yanında olamamış. Sen orada değildin asıl.
Aynayı kendine tutmayı bilmeyen insanlara hiçbir şey beğendirmeye, kendinizden bir şeyler feda etmek uğruna ona yardımcı olmaya sakın çalışmayın. Yardımcıda olamazsınız, mutlu da edemezsiniz, mutlu da olamazsınız. Tecrübe konuşuyor.  



Gel desen koşar,koşar gelir ellerim. Umursamaz dünyayı, umursamaz yaşamı..Sadece seni tek seni bekledim. Gel diyen ellerini gözlerini özledim.

24 Temmuz 2011 Pazar

Sil baştan (Ama nolur bu sefer !)

Ben bugün çok kırıldım. Bir kere ölünce bir daha ölmem sandım hep. Her defasında da öldüm. Neden peki ? Nasıl bir yapıya sahibim ki böyle oluyor ? Çok üzdüler beni. Çok kırdılar. Hepsinden nefret ediyorum. En başında yapmam gereken şeyleri yapsaydım bunlar olmazdı. Her defasında moralimi bozmalarına izin verdim. Çünkü hep kendim gibi sandım onları. Bunca şeyi paylaştığım insanlar beni bu kadar üzemezler diyordum. Çünkü ben üzemezdim. O zaman yokluk benim bu insanlar için büründüğüm son kimlik olsun ! 


Güle güle hüzün,
Arkana bakmadan git,
Bir daha uğrama bana,
Beni öldü bil..
Küllerimden var olmaya,
Ruhu kederden arındırmaya,
Hayatı doya doya yaşamaya geldim...


Sunshine of the spotless minds !

21 Temmuz 2011 Perşembe

-/+ ama !

En Tahlikeli Kelime Nedir Olric ?
- Ama"dır Efendim Bana Göre.
Neden Olric ?
- Önceki Söylenen Her Söylemi Ve Kelimeyi Öldürür !
Mesela Seni Seviyorum AMA .. Gibi ...

[Oğuz Atay - Tutunamayanlar]



-----------------------------------------------------------


Acı bitti sende bittin gözümde,
Yalanlar söyledin sevgimi bile bile,
Artık bitti bu yalan öyküde,
Yalnız kaldım sonsuz hasretinde.
AMA/ sensizlik çok zor,
Bu ıssız gecelerde..
Bir dön bak bana,
Acılar yüreğimde..
AMA/ sensizlikte zor,
Bu bomboş hecelerde..
Bir dön bak bana,
Acıtan düşlerime..









-/+ ama !

En Tahlikeli Kelime Nedir Olric ?
- Ama"dır Efendim Bana Göre.
Neden Olric ?
- Önceki Söylenen Her Söylemi Ve Kelimeyi Öldürür !
Mesela Seni Seviyorum AMA .. Gibi ...

[Oğuz Atay - Tutunamayanlar]



-----------------------------------------------------------


Acı bitti sende bittin gözümde,
Yalanlar söyledin sevgimi bile bile,
Artık bitti bu yalan öyküde,
Yalnız kaldım sonsuz hasretinde.
AMA/ sensizlik çok zor,
Bu ıssız gecelerde..
Bir dön bak bana,
Acılar yüreğimde..
AMA/ sensizlikte zor,
Bu bomboş hecelerde..
Bir dön bak bana,
Acıtan düşlerime..









18 Temmuz 2011 Pazartesi

Nietzsche ışıkları çoktan yakmış. İyi ki sönmüş kandillerimiz.

-Beni öldürmeyen şey beni güçlendirir.
-Kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız.Önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz.
-Neden'i olan Nasıl'a katlanır.
-Zayıflar bizi kendi gücümüzden utanmaya zorladıkları için kazandılar.
-İnanç gerçeği bilmek istememektir.
-Şüphe değil kesinliktir insanı deli eden.
-Kendinden hiç söz etmemek çok soylu bir ikiyüzlülüktür.


Bu seferlik de alıntı olsun. Başka söze gerek duyamadım çünkü.




Mum ışığına tamah edenler, karanlıkta kalmadan gün yüzü göremezler.



Nietzsche ışıkları çoktan yakmış. İyi ki sönmüş kandillerimiz.

-Beni öldürmeyen şey beni güçlendirir.
-Kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız.Önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz.
-Neden'i olan Nasıl'a katlanır.
-Zayıflar bizi kendi gücümüzden utanmaya zorladıkları için kazandılar.
-İnanç gerçeği bilmek istememektir.
-Şüphe değil kesinliktir insanı deli eden.
-Kendinden hiç söz etmemek çok soylu bir ikiyüzlülüktür.


Bu seferlik de alıntı olsun. Başka söze gerek duyamadım çünkü.




Mum ışığına tamah edenler, karanlıkta kalmadan gün yüzü göremezler.



Açtım gözümü, yumdum ağzımı !

Kolların ve ayakların çekilmesi, midede lunapark atraksiyonu, kafada hoş bir dönme. Bunlar aşkın belirtileridir normalde ve şuan ben bu saydığım etkileri yaşamaktayım. Ama insanların bilinçaltı o kadar muhteşem bir şey ki bu muhteşem aşk duygularını saçma sapan şeyler yüzünden su yüzüne çıkartabiliyor. Sabahtan akşama kadar gördüğüm tek erkek, bahçemizde bulunan köpekti çünkü. Aşık olma gibi bir ihtimalim olmadı bugün. Ama resmen kendimi aşıkmış gibi hissediyorum. Ama bilinçaltımı biraz deştiğim zaman vardığım sonuç, yıllardır bünyemde 1 dakikadan fazla barındıramadığım o muhteşem intikam aşkı. Yıllardır plan yapıp yapıp uygulayamadığım ve kendime güvenemediğim binlerce şeyi başarmaya başlamış olmanın verdiği narsizm. Her zaman yanlış olduğunu bile bile uyguladığım,binlerce kez bile bile lades kalıbına uygun olan davranışlarımı değiştirmenin verdiği öz güven. Yumdum artık ağzımı, kelimeler tükendi.  




Sahip olduğunuz tek şey çekiçse, her şey çivi gibi görünmeye başlar. (Abraham Maslow)

14 Temmuz 2011 Perşembe

Nedensiz sorgusuz bir rüya gözlerimde !

Bugüne kadar duygusallığımın bedeli olarak o kadar çok şey kaybettim ki.. O kadar yani. Çok güzel fırsatlar,değer verilesi insanlar,paralar,pullar,iş,güç,vs vs.. Ama hiç biri son 2 sene de kaybettiklerim kadar acı vermedi bana. Duygusal anlamda çektiğim acı hiç bir acıya benzemedi yıllar boyunca. En zayıf noktam orası diye mi bilmiyorum, hep oradan vurdular beni. Hep dedim değişeceğim, hepsinin üstesinden geleceğim. Ama açıkçası pekte başarılı olamadım. Hayatım boyunca hep birileri için kendimden ödün verdim, arkasına bile bakmadan gitmelerini izledim,ağladım,sızladım,gururumu hiçe saydım. Hep yaptım bunları evet. Ama yaşadıklarımın getirdiği yorgunluk bende öyle bir şeyler değiştirdi ki , bu değişime ben bile inanamadım. En çok değer verdiğim insanların gitmeleri bile koymadı bana. Çok yorulmuştum çünkü. Hala da öyleyim. Bir adım atmaya bile mecalim yok.Özledim evet, inkar etmiyorum bunu. Ama yorgunluğum özlemlerimden çok daha fazla. Hayat gelecekte neler getirecek hiçbir fikrim yok ama benim bundan sonra bildiğim tek şey, bir beni bildiğimdir. Hala değer verdiğim insanlar , bazı istisnalarım var ama onlardan gerisi koyver gitsin. Böyle yani.




"Siyah beyaz düşlerimde seni hatırlarım,
Bomboş ellerimde seni duyumsarım,
Sensiz gecelerde sensiz ağlarım,
Sonsuz gecelerde sensiz ağlarım.."

Yaktırma gemileri**

Niye yalan söyleyeyim ki ? Özledim. Hemde deliler gibi özledim. Çok acı bir özlem bu. Bütün gemileri yaktırıp,yelkenleri indirtecek kadar hemde. Ama şunu keşfettim. Arada bir geliyor bu özlem ateşleri. Her zaman değil. Dayanılmayacak gibi değil yani. Yada dayanılmayacak gibi. Bilmiyorum ya. Çok çok fazla özledim sadece bunu biliyorum. Bilmek istediğim bir şey var. Acaba o da benim gibi özledi mi ? Neyse düşünmüyorum. Yine kaptırdım. Bys.


"I missed your laught,i missed your smile,i missed everything about you."
Wish you were here. 

7 Temmuz 2011 Perşembe

Garip bir dava !

Acıya bağlanmış bir bünyenin kafa tasından topuklarına kadar süzülen sızı, acınası bir çerçevenin acınası bir resmidir adeta. Ateşe verip bütün uzuvlarını, su bulmak için yalvarmamaktır. Acının verdiği hazzı vücudunun her santimetresinde hissetmek, acı yüzünden gözden tek bir damla yaş gelmemesinden ileri gelir. Yarayı deştikçe deşesi, hançeri soktukça sokası gelir. Tabanından tavana asılmış bir ceset gibi salar kendini acının en doruk noktasına. Kesilmiş bilekler, cam kırıkları, can kırıkları, boş ilaç kutuları bütün bunların yan etkileridir aslında. Acı ayini , bir tören gibi. Ölüm hediyedir böyle bir bünyeye. Kurtuluştur aynı zamanda. O yüzden hiç istemedikleri bir hediye, içten içe delirdikleri bir sondur aslında. Hem cezadır , hemde deva. 


Bütün bunlar saçmalıktır aslında. Yaşa lan adam gibi. 


Korkuyu becer, acının yüzüne tükür, takvimime gir; temmuz'un adını adımla değiştir! (ki)

Garip bir dava !

Acıya bağlanmış bir bünyenin kafa tasından topuklarına kadar süzülen sızı, acınası bir çerçevenin acınası bir resmidir adeta. Ateşe verip bütün uzuvlarını, su bulmak için yalvarmamaktır. Acının verdiği hazzı vücudunun her santimetresinde hissetmek, acı yüzünden gözden tek bir damla yaş gelmemesinden ileri gelir. Yarayı deştikçe deşesi, hançeri soktukça sokası gelir. Tabanından tavana asılmış bir ceset gibi salar kendini acının en doruk noktasına. Kesilmiş bilekler, cam kırıkları, can kırıkları, boş ilaç kutuları bütün bunların yan etkileridir aslında. Acı ayini , bir tören gibi. Ölüm hediyedir böyle bir bünyeye. Kurtuluştur aynı zamanda. O yüzden hiç istemedikleri bir hediye, içten içe delirdikleri bir sondur aslında. Hem cezadır , hemde deva. 


Bütün bunlar saçmalıktır aslında. Yaşa lan adam gibi. 


Korkuyu becer, acının yüzüne tükür, takvimime gir; temmuz'un adını adımla değiştir! (ki)

5 Temmuz 2011 Salı

Ne hallere düştük ulan, durup dururken !

Hayatta her şey bizim isteklerimiz doğrultusunda olmayabilir tamam. Bunda hemfikirim. Kadere inanan insanlarız sonuçta. Ama elinde olan bir şey varsa ve sen keyfine düşüp yapmıyorsan bu senin eşşekliğindir. İstersen eğer kesinlikle olur çünkü. Ama 1 ay ama 1 sene , olayın içeriğine göre değişir. "Olmuyo yeaaa" deme ! Bal gibi de oluyor. Aklınla analiz edemiyorsan otur da yaz , bak bakalım isteğin şey için neler yapmışın ? Gerçekçi ol ama. Göreceksin neleri atladığını,nerelerde üşendiğini. İsteğine ulaşmak için elinden geleni, hatta fazlasını yapmak zorundasın. Yok eğer kaderin sana bir kastı varsa bilemem. Ama insanın elindeyse ulaşmak olur yani. Gerçekten olur. Ne bileyim işte bunları diyecektim. Olur.


" Elinden geleni yaptıktan sonra, sıra ayağından geleni yapmakta; 'Gitmek' gibi mesela."


Şimdi ne alaka diyecek olursanız bende bilmiyorum. Hoşuma gitti işte.

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Keşke hayat bu kadar "etobur" olmasaydı !

Hayat zor be ! Bunu zaten baya önce tescilledik. Ama başka türlü de zor olmaya başladı. Akıntıya doğru kürek çekmek gibi yada ne bileyim. Sırtında 200 kilo yükle merdiven tırmanmak gibi. Güçlü olmaya çalıştığım oranda, hayat beni bezdirmeye çalışıyor. Ama bu sefer yenemeyeceksin beni hayat. Gardımı düşürmemi bekliyor her şey. En ufak bir yanlışımı görse , dibe batıracak beni. Ama yok, bu sefer gerçekten olmaz. Bütün özlediklerimi de , hasretlerimi de , alışkanlıklarımı ve anılarımı da gömdüm içime. Yüzeye çıkmalarına asla izin veremem. En azından hayallerime kavuşana kadar. Hayallerime kavuştuktan sonra da zaten hiç birinin önemi kalmayacak. Az daha sabır yani..






Hadi yüreğim ha gayret ! Hele sıkı dur hele sabret. 


Köprüden önceki son çıkışı kaçırmak ! No no no no... :)