26 Ağustos 2011 Cuma

Sen(sizlik)le Sonsuzlukta /...



-Rüyamda seni gördüm yine. Sürekli aklımdasın ,aksi ne mümkün ki zaten ? Sesini de duydum rüyamda. Hatta kokunu bile hissettim. O kadar özlemişim.. o kadar ! Halbuki emindim ben. Özlemeyecektim. Adını bile anmayacaktım. Hiç olmamışsın gibi olacaktı. 


Bu kadar uzun süre seni görmemeye hiç alışık değilim. İçimde özlemin, dilimde keşkelerle hep sen varsın aklımda. Sensizliğe bile bağlandım. İçimden çıkıp gidersin korkusu yüzünden, beynimden bir an bile atamıyorum seni. Görmeden, sesini duymadan, kokunu almadan, ne yapıp ediyorsun bilmeden her gün seviyorum seni. Her geçen gün daha da çok.. Her gece düşlerimde, sessizliği yırtan çığlıklarımla bağırıyorum sensiz sokaklara. Yokluğun o kadar çok benimle ki korkuyorum ya görürsem diye. Hem yanımda istiyor, hemde deli gibi korkuyorum. Öylesine bir çelişki, öylesine bir sevgi ki bu. Olmuyor işte, yoksun sonuçta. Ama olsun. Yoksun diye sevmeyecek miyim seni ? Sırf yoksun diye kokun gelmeyecek mi burnuma, en sızlatanından. Sensizlik bile , sırf "seninle" ilgili olduğu için o kadar güzel ki.. 


En çokta ellerini özledim. 


Ama biliyorum bir gün mutlaka karşılaşacağız. Söz vermiştin bana. " Yaşlanıp saçlarımıza aklar düştüğünde bile yan yana olacağız" diye. Umut işte. 


Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa, sensizliğin bir adı olur bir anlamı olur belki... 


Bir düş düştü elimden yere,unufak oldu.
Onlar erdi muradına,biz kerevet bulamadık.
Aşkımız, iki gözlüklünün öpüşme çabasıydı. Gözlükleri çıkarmak hiç aklımıza gelmedi...