17 Eylül 2011 Cumartesi

Ah şu papatya falları**

Şarkılar bile aleyhime sanki. Her radyo açışında insan aynı şarkıyı duyar mı ? Hayır yani Sezen abla 3 yıl sonra albüm çıkaracağın tuttu anladık da neden şarkılar bu kadar manidar ? Hadi şarkıları geçtim. Peki ya Joytürk'e ne demeli ? Her şarkıdan sonra bana onu hatırlatmak zorunda mı ? Ben yeterince hissediyorum zaten senin demene ne gerek var. Hadi bunlara alıştık. Ya yıldızlara ne demeli ? Neye meydan okur gibi duruyor orada en parlağından ? Ben mutlu mesut yaşatmak istiyorum onu kalbimde. Neden içime hüzün dolduruyorsunuz ki hepiniz birden. 


Nerede , ne yapıyor bilmeden sürekli aynı sevgiyle hissetmekte kolay iş değil, takdirimi de isterim. Bilmiyorum belki de telepatimize güveniyorum. Sürekli aynı şeyleri hissederdik. Belkide o da bu ara benim onu özlediğim kadar beni özlemiştir, o yüzden aklımdan çıkmıyor. Yada ben kendi kendime düşünüyorumdur. Kendi kendime yaptığım eylemlerde sınırları zorluyorum zaten. Kendi kendine konuşmayı, yazışmayı falan geçtim, şimdide kendi kendine telepati çıktı başıma. Ama haksız da sayılmam. Hayal dünyamda yaşıyorum bu bir gerçek. Ama o dünya olmasa yaşayamam ki... Kendimi çok küçük bir anlık ta olsa mutlu etmek için güzel şeyler düşünüyorum daha sonra gerçeğin o soğuk yüzü her zaman çarpıyor yüzüme. Her şeyi kendi kendime yaşadığım aklıma geliyor. Hiç bir zaman karşılıklı yaşayamadım zaten ama artık çok daha fazla korkuyorum "Aşk"ları karşılıklı yaşamaktan. Çünkü aslında öyle olmadığını biliyorum. Hep aynı şey olmazdı yoksa. Bencillikte edemiyorum ki. Bensiz mutluysa mutlu olsun yani. Ama işte hep kendi kendimi bu hale getiriyorum. Gururunu yıkmaktansa beni yıkan insanlara değer verdim hep. Ama ben yine hep aynı pollyannayım. Böyle olmasam hayat nasıl geçer. Bunca acı gerçekle nasıl yüzleşilir ? Otururum ay ışığının altında, yakarım sigaramı, açarım Sezenim'i dinler dinler hayallere dalarım. Böyle de mutluyum. Bak yine Nazım baba geldi aklıma.. " Sensiz de yaşarım, ama senle bir başka yaşarım. "  Onsuz yaşayacağım hiç aklıma gelmezdi tabi önceden. Şimdide Sezenden geldi aklıma; " Yalnızlaşmışız iyice, üstelikte alışmışız. Hiç beklentimiz kalmamış dosttan bile.." Ama en güzeli de bu değil midir zaten ? Ne kadar az beklenti o kadar az yıkıntı. Kendi beklentilerini kendi hayal dünyanla karşılayabiliyorsan senden mutlusu yok. O zaman buradan vardığımız sonuç benden mutlusu yok. (Hassssssiktir lan!) Neyse sayın kendim. Diyeceğim o ki tut kendini. Ne yap ne et tut ! Bunca zamandır seni düşünmeyen bir insan seni , senin onu sevdiğin kadar seviyor olamaz. Varsın o olmasın. Yaşa sevgini de , aşkını da , her bişeyini de içinde. Daha az kırılır, daha az üzülürsün. Olmayacak nedeni, gelmeyecek gideni bekleme ! İçinde oldur, tüm olmayacakları. En temizi be.


Neden şarkılar hep onu hatırlatıyor ?
Neden tüm tabiat ondan bahsediyor ?
Bir insanın özlemi içimizi nasıl bu kadar çok yakabilir ?
Biz böyle sevmeyi nereden öğrendik ? 


Sakın tut'ma ellerimden. 
Bir kere daha değersen yüreğime,ölene kadar bırakmam !
________________________________


Yalnız aşkı vardır aşkı olanın, ve kaybetmek daha güç bulamamaktan. Sen yüzüne sürgün olduğum kadın, kardeşim olan gözlerini unutmadım.