13 Eylül 2011 Salı

Düş'mek adına masallar //

Tıpkı ikimizin arasında olduğu gibi içimde de uçurum var. Bir de umutlarımla ucu ucuna ekleyip, uçurumları atlatmayı hedeflediğim hayali köprülerim. Tam tamamladığımı sandığım anda kopup duran ve beni gerçeğin soğuk yüzüyle baş başa bırakan o narin köprülerim.

Her defasında; yıllardır azimle geçmeye çalıştığım o uçsuz bucaksız uçurumdan düşüp, yine kendimi aynı uçurumun kenarında bulduğum düşlerim var. Ama artık fark ettim ki o düşlere,düşmek için dalıyorum. O köprülerin her zaman kopacağını bile bile, her seferinde aynı yerde uyanacağımı bile bile dalıyorum. Bir tarafta sürekli düşmek, bir tarafta da karşı tarafa geçme hayali... Hangisi daha iyi bilmiyorum artık. Düşünmeyi de bırakalı çok oldu zaten. Sadece düşmek için yaşıyor gibiyim. Gerçeklik her uyanışımda beynime ok gibi saplansa da, belki bir gün o uçurumun karşısına geçmeyi başarabilirim umuduyla düşmeyi göze alıyorum. Ama o köprüden geçmeyi hiç bir zaman başaramadım. Karşı tarafın nasıl bir yer olduğunu bilmeden yaşıyorum. Çünkü alıştığım şey düşmek. Sonuna ulaşamadan düşmek. Sadece oraya kadar düşleyebiliyorum.

Hayalini bile kuramadığım bir şey için yaşamak, beynime ve benliğime yaptığım en büyük hakaret oluyor. Ama o hayalini bile kuramadığım taraf benim yaşama nedenim. Yada bilmediğim için ben öyle sanıyorum. Sonra kendime soruyorum. Karşı tarafa geçersem bir daha çabalayacak neyim kalır ? Ama sürekli düşerek, her defasında da daha ağır yaralarla nereye kadar yaşanır. Hangisi daha zor karar veremiyorum. Sonunda yine düşüncelerimi geçiştirip düşlere dalıyorum. Yine aynı yerde uyanacağım ve kalktığımda yine aynı şeyleri düşünüyor olacağım. Olsun. Bu seferde böyle olsun. Belki bir gün yönümü değiştirip, düz yollarda yürümeye karar veririm. Sonra dağlara, tepelere tırmanırım... ve her şey bir gün mutlaka güzel olur. Masallar mutlu biter. Çünkü biliyorum ki, düşe düşe karşıya geçmeyi unutup sadece daha güzel düşebilmek için çabaladığım günler gelecek. Sonra da daha ileri. Bir varmış bir yokmuş. İyi uykular sevdiğim.

D/üşüyorum* sensiz düşlerde. 
Hadi düş düşlerime.
Buluşup o köprünün sonunda , ölelim kimsenin olmadığı o ıssız yerde.
Gerçek anlamda bildiğimiz hayatın sonu bu işte. 

...
....
.....