3 Ocak 2012 Salı

Deniz görmeden yaşayamıyorsan...

Tanıyorum seni. Aylardır onunla birlikte olmandan dolayı herkesi şaşkına çevirdiğin kişiden daha iyi tanıyorum. Yazdığın her hangi bir şeyi okumam bile, onları yazarken hangi his ve kafayla yazdığını anlamama yetiyor. Aylardır doğru düzgün konuşmamış olsak bile... Son dalın değil o, yada aşık değilsin biliyorum. Belki biraz zor yada biraz umursamaz. Yada kaçmakla yakınlaşmak arasındaki dengeyi iyi tutturuyor. Bilmiyorum. Ama asla ilk seferki gibi aşık olamayacaksın. Hatta ilk aşık olduğun kişi sana aşık olsa, onu bile eskisi gibi sevemeyeceksin. Ben bile sana eskisi gibi aşık değilsem, sen bir daha asla aşık olamayacaksın. Şimdiki alışkanlıklarını aşk olarak adlandırıp,kendini kandırmaya devam edersin anca. Hiç bir sözünü tutmadın bana verdiğin. Sana çok kızgınım..Çok fazla ! Ama eskisi gibi umurumda değil ki.. Keşke bunları sana diyebilecek kadar cesaretim olsaydı da eskisi gibi kelime oyunlarıyla konuşabilseydik. Hiçbir şeyi değil de kelime oyunlarını çok özledim. O kadar.

"İnsanoğlu kendini feda etmekte bulduğu mutluluğu başka hiçbir şeyde bulamaz." Güzel demiş Dostoyevski..
İkimizinde kendini feda ettiği o günler gelmeyecek. Bırak artık obsesifliği, büyüyoruz.

____________________________________________________________________


Sevmeyeceksin beni…Biliyorum bu şehri bana dar edeceksin… 
Çünkü anladın; sevgimden tanıdın beni.O yanık, o hasta bakışımdan…Uçuruma 
atlar gibi sevdalanışımdan… 
Sevmek deyince, hemen ardından, ölüm, dememden anladın… 
Anladın ve kardeşini bir kabustan uyandırır gibi çırılçıplak gerçeğe 
uyandırdın beni; uyandırdın ve kaçtın… 
Çünkü sen de benim gibiydin; sen de benim gibi seni sevmeyeni sevdin hep.Sana 
acı çektireni…Seni aramayanı, telefonlarına çıkmayanı, çıkınca seninle bir küfür 
gibi konuşanı sevdin…Sen de benim gibi seni incitip üzeni sevdin hep. 
Bakışından hissettim bunu, kokundan, dokunuşundan… 
Beni sevmeyecektin biliyorum ama…Ama, öyle susamıştımki kendim gibi birini 
sevmeye…Öylesine muhtaçtımki gercekten incitilmeye, gercekten acı 
çekmeye, kendim gibi birini özlemeye öylesine muhtaçtım ki, seni tanır tanımaz 
çözüldüm… 
Sana da olmuştur…Öylesine susamışsındır ki sevilmeye, kendin gibi birini 
bulunca tutamaz kendini, herşeyi, belkide söylenmiycek her şeyi o an, garip bir 
telaşla söylersin… 
Hatta söylerken anlarsın, söylememen gereken şeyleri söylediğini 
hissedersin, battığını, giderek çıkmaza girdiğini…Ama yine de engelleyemezsin 
kendini tutamazsın. 
Aleyhinde olabilecek herşeyi söylersin…Üstelik bunu anladıkca daha da 
batırmak istersin kendini…Biraz daha zor duruma düşürmek… 
Daha da kaybetmek, daha da dibe batmak istersin…Sanki bilerek isteyerek kendi 
mutlulugunu kendi elinle bozmak istersin…Kendinden gizli bir öç alır gibi. 
Sanki hiç mutlu olmak istemiyormuş gibi…Sanki hiç sevilmek istemiyormuş 
gibi… 


...Ve ne acı ki, hep bizi sevmemiş olanları seveceğiz ikimizde…Ne acıki, hep bizi 
incitip üzenlere bağlanacağız…Telefonlarımıza çıkmayanlara… Çıksa bile küfür 
gibi konuşanlara sevdalanacağız… 
Bizden bir çift güzel laf esirgeyenleri özleyecegiz… 
Ölesiye, amansız seveceğiz onları… 
Biliyorum, bu yüzden odan böyle…Güncelerin ortalık yerde…Kitapların 
orada, burada…Anıların saçılmış ortalık yere…Her şeyin darmadağın… 
Biliyorum bu yüzden düzenden, adı düzen olan her şeyden nefret ediyorsun…Sen 
de benim gibi; toparlayıp da ne yapacağım, düzenli olunca ne olacak; sonunda bir 
gün biri gelip her şeyi, biriktirdiğim, düzenlediğim, üzerine özenle titrediğim 
her şeyi daha önce hep olduğu gibi hiç beklemediğim bir anda savurup, bozup 
gitmeyecek mi, diye düşünüyorsun… 

Ama öyle özledim ki benim gibi birini sevmeyi…Öyle özledimki kendim gibi 
biri tarafından incitilmeyi, üzülmeyi… 
Yine aradım seni yoksun…Beni de birileri arıyor…Beni de kendi gibi birini 
sevmeyi özleyenler arıyor…Kendi gibi biri tarafından incitilmeyi, üzülmeyi 
özleyen birileri arıyor. 
Hiç cevap vermiyorum…ben seni istiyorum, seni arıyorum… 
Kayıtsızlığınla beni yok ediyorsun, geride sen kalıyorsun.Ama seni de biri 
yok ediyor… 
Aslında bu oyunda herkes birbirini yok ediyor… 
Ben birilerini, o birileri başkalarını.Sen beni…Seni bir başkası… 
Hem çok iyi biliyorum; beni sevsen bile hiç kapanmayacak bu yaram…Seni biri 
sevse de hiç kapanmayacak bu yaran… 
Hiç kapanmayacak! …Avuçların hep boşluğa kapanacak.Tıpkı o şizofren genç 
gibi…

[Cezmi Ersöz - Alıntıdır]